Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

14 Mart 2011 Pazartesi

"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyin!"

Hayatımda en çok koşturduğum dönemler de neymiş! Şu anki koşturmacanın yanında hiç bir şey kalır inanın.
Evlenmek ne kadar da zor bir işmiş...
Gelinlik provaları, aksesuarlar,alyans seçimi, mobilyaya karar vermek, ev arayışı, davetiyeler, beyaz eşya, bir sürü mini mini detay, perdeler, mutfak eşyaları, davetiyeler,düğündeki menü ne oalcak soruları, balayı için otel ayarlamak...

Bunlardan çoğunu yapamadık henüz, her şey yavaş yavaş ilerliyor, aslında bence en doğrusu da bu.

Benden 1 hafta önce evlenecek olan bir arkadaşım herşeyi bitirmiş bile, balayına gidecekleri otel dahil, uçak biletleri vs, her şey tamam. Çeyizi, gelinliği, ayakkabısı, havludan iğneye ipliğe, tencere tavadan perdelerine kadar ayarlamış,almış her şeyi. Onunla konuştuktan sonra epey moralim bozuldu ne yalan söyleyeyim, tempoyu hızlandırmalı yoksa yetişmez diyerek kendimi biraz daha hızlandırdım ama bu sefer de vücudum yorgunluğa dayanamadı.
Bir yandan belimdeki düzleşme nedeniyle kasılan bacak kaslarım yüzünden bir haftayı topallayarak ve sinirden ağlayarak geçirirken, diğer yanda üstüne bir de nezle olmayı da başararak, karlı ve soğuk havaların da etkisiyle bunalım bir haftayı geride bıraktım.

Hazırlıklar bir yanda dursun, onun dışında
bazı insanlara karşı söylemek istediğim ama içimde biriktirdiğim şeyler var, mesela ruhsuzluğu had safhada bünyesine takviye etmiş tiplere özel bir kitap yazmak istiyorum.
Nasıl yabanilikten kurtulurum?
Nasıl insan olunur?
Beni ben yapan nedir?
Görgü kurallarını bir öğrenebilsem..gibi ana başlıkları olabilir kitabın içeriğinde.

Her sabah servise binip yanıma oturan ama bir günaydını dahi çok görüp tüm arka sıralara günaydın diyerek niyetini belli eden cadıya öpücüklerimi (!) göndermek istiyorum mesela,

sonra ofisime girip de toplantının ortasında yanıma gelip "biz bu odada çalışacaktık" diyen, günaydın'ın ne işe yaradığından bi haber aksi hatuna ayrıca bir demet çiçek yollamak(!) istiyorum. Ayrıca sorumluluk duygusundan yoksun olan, elinde kaşıkla çocuğun peşinde mama veren anne gibi peşinden koşturmak zorunda kaldığım, her işi 50 kez hatırlattığınız tiplere de kucak dolusu sevgilerimi (!) sunuyorum.

Minibüsleri nefessizlikten bayıltacak kadar tıka basa dolduranlara, asansörün içini ter kokutanlara, ağzında yemek varken ısrarla ağzını aça aça konuşarak menüyü sindirmeden görmemizi sağlayanlara, parası olup görgüsü olmayanlara, sağlığı gücü yerinde olup da tek işi dedikodu yapmak olanlara müthiş bir antipati duyuyorum bu aralar.


Bu haftasonu bir pizzacıya gittim, sınırsız menüleri var malum, neredeyse her masa bu menüden yiyor ama israfın boyutları korkutucu derecede..

Oturdum, orada olduğum 1 saat boyunca her masayı gözlemledim, neredeyse herkes 2 ya da 3 dilim pizzayı tabağına alıyor, kenarlarını ayıklıyor, bir fare gibi ucunu kemiriyor, sonra o dilimi kenara bırakıp kalkıyor ve 2 dilim pizza daha alıyor. Masadan kalktıklarında ortada kocaman bir yığın kemirilmiş pizza bırakıyorlar ardlarında.

Ziyankarlık ve yükü ağır bir bencillik değil mi bu?


O sıcacık peynirli dilimleri hayatı boyunca yiyemeyen çocuklar bir adım ötede dururken, insan nasıl olurda bu kadar duyarsız olabilir?


Paylaşımdan yoksun olmak, hayatta kalmanın birinci kuralı oluyor artık büyük şehirlerde.

Tüm bu olan bitenleri kaygıyla izliyorum, bir değneğim olsa da tek tek tüm bu insanlara o aç çocukları, aç insanları, kuru bayat ekmeği suya batırarak karnını doyurmak zorunda kalan aileleri gösterebilsem.

Bu konuda pizza firmasına bir mail atacağım, bu ziyan olan pizzaları ne yaptıklarını çok merak ediyorum inanın, umarım doğru yerlere gidiyordur...


Yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere bu aralar olduğumdan daha gergin, daha karışık ve daha hassasım. Hayatı değişen genç bir kadından başka bir şey beklenemez sanırım :)


Onca hazırlık nedeniyle yorgun ama mutlu,biraz karışık,yıpranan bedeni ve sinirleri onu biraz gergin yapan,ama tüm bunlara rağmen bütün bir pazar güneşin altında kedi gibi yatıp yuvarlanmış ve havalar düzeldi diye babet giyineceğine bir ilkokul çocuğu gibi sevinen bir ful'um ben.


Baharın kendini hissettirmeye başladığı bugünlerde, güneşiniz bol, cebinizin durumu ne olursa olsun gönlünüz hep paylaşımcı ve bonkör olsun.


4 yorum:

Unknown dedi ki...

o hazırlıklar her evde vardır bildiğimiz bilmediğimiz sakın takılma bu zamanlarda insanlar çok gerilir herkes kendine göre birşeyler der karışır sakın takılma bu evlilik öncesi hazırlıklarda 3 maymun oynamak en iyisi :)) iş yerindekileri de epey şefkatle andın :)) onlarıda boşver sen baharın bizlere getirdiklerine bak Full sevgiler canım :))

Sokak Kedisi dedi ki...

Tatlı telaşlar aslında bunlar ama insan bazen stresle keyfini çıkarmayı unutup kendini de harap ediyor.

Hepsi olur, hiç üzülme bence. Evindeki eksikleri hiç dert etme bence, nasılsa bir sürü eksik farkedeceksiniz evinizde yaşamaya başladıktan sonra :)) Unutulan birşeyler hep oluyor.

Boşver aksaklıkları, güzel şeyler düşün; kelebekler, papatyalar, pamuk şeker, tomurcuk güller, mırıl mırıl kedi yavruları mesela :))

Ipek dedi ki...

Duyarli bir insandan son derece duyarli ve sagduyulu bir yazi olmus. Ah keske butun insanlar senin kadar hassas olsa ve su yaziyi okuyup bir-iki dakika uzerinde dusunse..

Tatli telasinda kolayliklar gelsin.. :)

Sazan dedi ki...

Canımcım, herkesin bir iç işleyişi var, sakın bakma çevrendekilere. Bir de sonrasında iyi anımsansa bile içindeyken çoğu zaman kabus bu anlar, sırf iyi hatırlanmasını sağlamak için en doğrusu senin yaptığın. Bunlar bir yana, her şeyiniz tam olmamalı hiç bir zaman, bir koltuk hep eksik olmalı ve bir pencerenin perdesi hep değiştirilecek... Ben ce yani :)

Pizza konusunda son derece haklısın ama be hain insan, bu saatte ne olursa olsun, o kelimeyi okumak ağzımın sularını akıttı :)

Ben ne zaman kilo vereceğim yahuuuu?

Hep güzel anımsayacağın telaşlarını bir an önce kolaylaman dileğimle...

Sazan...

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!