Fotoğrafım
Türkiye
Bir zamanlar ful yaprakları adında bir çiçek kız vardı.Saçları tuhaftı.Bir tutamı domates kırmızısı,perçemleri havuç rengi,kalanlarsa ahududu şerbeti gibi kızıldı.Pembe gözlükleriyle dünyayı ve insanları koşulsuz sevmeye kararlıydı ama gerçekleri görmesi zaman almadı.Canını yakanlardan kurtulmayı denedi, doğrulup toparlandı,gözyaşlarını sildi ve aynaya baktı. Gülümseyerek kendine bir söz verdi.Çiçek kızın hayattaki serüveni her daim taptaze ve rengarenk olacaktı... İletişim : fulyapraklari@hotmail.com

değer verenler

10 Temmuz 2009 Cuma

"Görüşmek üzere..."

Ful Yaprakları kışın çok yıprandı, sıkıldı...
Her gün tıkır tıkır yazdı bir şeyler, sizlerle paylaştı,
Kimi zaman çok sinirlendi, kimi zaman sevindi bazen de üzüldü, insanlardan sıkıldı,hastalıklarla uğraştı-ki hala bu uğraşı bitmedi,yıldı...
Farkında ki son zamanlarda blogunu da pek bir boşladı, yazmaz oldu, okumaz oldu, hele hiç kimselere yorum yapmaz oldu,
Biraz nadasa gitmeyi planlıyor artık...
İnsanın dinlenmeye, tatile ihtiyacı var değil mi :)
Ful Yaprakları Ağustos'un ortasına kadar sizlerden uzak, kendine yakın kalacak,
Sizleri, yazılarınızı çok çok özleyecek de olsa, tatile her zamankinden çok ihtiyacı olduğunun farkında.
Hepiniz mutlu kalın,

Not: Döndüğünde çok daha sağlıklı, mutlu ve neşeli olacakmış...

1 Temmuz 2009 Çarşamba

"Siz şahitlerin huzurunda söz veriyorum!"

Geçen gün dolabımı toplarken eski ajandalarımı buldum, iş yerindeki notlarım sayfalar dolusuydu...Bazı ajandaların arkasına ya da ara sayfalara ufak notlar almışım, bunları gördüm, tekrar tekrar okudum.Zaten yazı yazmaya meraklı olduğumdan yığınla günlüğüm, defterim vardır.
Sene 2005, o dönemki erkek arkadaşımdan ayrılmışım, ayrılığın ardından güvenmek ile ilgili öyle güzel satırlar yazmışım ki, kendime şaşırdım, şu an okuduğumda ne kadar doğru olduğunu gördüm.Hoş, şimdiki ilişkimle kıyas kabul etmeyecek derecede vasat bir ilişkiydi o ayrı konu, ama yine de erkekler-kadınlar farklılıklarını çok iyi dökmüşüm kağıda...
Bugün ise o ajandadaki yazının seneler sonra yeniden okunabilirliğinden feyz alarak son dönemde yaşadıklarımdan dolayı kendi kendime bir anlaşma imzalamaya karar verdim.

Taraflar : Ben ve Hayat!

Açıkçası dün bu kararları almamı gerektirecek bir takım olaylar yaşadım. Ne olduğunu anlatmayacağım ancak artık bir şeyleri geçiştirmemek ve doğrudan "kendim" ve "sağlığım" için yaşamak adına bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm.

Bu gerçeği zaman zaman hepimiz kavrarız ama uygulamaya gelince tembel birçocuğa benzeriz,en ufak olumsuzluklarda gardımız düşer, omuzlarımız çöker,unutur ve vazgeçeriz.
Bende bu sabah kendi adıma aldığım kararları yazıya dökerek siz şahitlerin huzurunda resmileştirmeye karar verdim.
İsteyenler bu kararnameye katılabilirler,

Hayatta bencil olacağım, öncelik her zaman "ben"olmalı : Ben merkezcilikle ya da yardımseverlik karşıtı olmakla alakası yok bunun, yalnızca istemiyorsam hayır demeyi öğreneceğim.

Hayat hakkında olup biten herşey ve herkes hakkında bir konu ya da bir insan
hakkında daima olumlu düşüneceğim.

Bir sıkıntım ya da problemim olduğunda aceleci davranmayacağım, hemen eyleme geçmek yerine durup düşünecek, sakinleşmeye çalışacak böylelikle sonradan bana zarar verecek bir davranışta bulunmamış olacağım.

Karşımdaki herkesi kendim gibi düşünmeyeceğim, farklı karakterler ve farklı bakış açılarında insanlarla karşılaşabileceğimi düşünerek onların açısından da olayları değerlendireceğim.

Ufak sorunları kafama takmayacağım, kendimi oyalayacak, beni mutlu edecek ne varsa onlara yöneleceğim.

Mutlu olmayı beklemeyeceğim, mutluluğun bir yol olduğunu, hayatın ahenginin kaybolmayacağını ve mutluluğun da mutsuzluğun da asla sonsuza dek sürmeyeceğini bilecek ve bunu sık sık tekrarlayacağım.

Kendimi dinlemeyeceğim, düşüncelerle fazla detaya ve derine dalmayacağım.Daha yüzeysel daha basit düşünce ve hayallere sahip olacağım.

Etrafımdaki insanları fazla dinlemeyeceğim, yalnızca yanındayken mutlu olduğum insanlarla birlikte olacağım. Yanında sürekli dert dinleyip beni bunaltan, beni adeta Güzin abla gibi gören insanlardan uzak duracağım.İnsan dostunun derdini dinler elbet ama bunun da bir sınırı olduğunu unutmayacağım, başkalarının dertleriyle uğraşmaya paydos diyeceğim.Kaprisli ve vıdıvıdıcı insan tipinden uzaklaşacağım.

Fikrisabitlerim olmayacak, bir planım varsa ve bu bozulduysa alternatif yollar düşünecek ve omuzlarım düşüp, bütün planım altüst oldu demeye izin vermeyeceğim.

Beni mutlu eden ne varsa, düşünmeden onu yapacağım, insanların ne dediği, ne yaptığı nasıl düşündüğünü önemsemeyeceğim.

Kötü ya da sıkıntılı bir durumla karşılaştığımda olumsuz olanı değil olumluyu görmeye çalışacağım, hayata ve insanlar müdahale etmekten vazgeçeceğim.

İnsanların beni üzmesine yıpratmasına izin vermeyeceğim.

Her ne olursa olsun, gülümsemekten, iyi düşünmekten ve kendimi olumluya yöneltmekten vazgeçmeyeceğim.

İçinde bulunduğum ortamdan hoşnut değilsem, ortama kendimi adapte etmeye çalışıp benlikten çıkıp üzülmek yerine, iyi yanlarını görmeye çalışıp ortamı kendime göre güzelleştirmeyi deneyeceğim.

Düzenli egzersiz yapacağım, beslenmeme dikkat edeceğim ama arada minik
kaçamakları da ihmal etmeyeceğim.

Güleryüzümden, içtenliğimden,neşemden asla ödün vermeyeceğim.

Hayat ne kadar yağmurlu,puslu olursa olsun benim penceremden baktığımda hep güneşli göreceğim, gerekirse ben "güneş"olacağım......


Yukarıdaki maddeleri uygulayacağıma,
Kendimi boş işlerle yorup üzmeyeceğime,
Önceliği kendime ayıracağıma,
Ne olursa olsun hep "güçlü" duracağıma,
Tembellik etmeden kuralları harfi karfine uygulayacağıma dair,
Siz blog dostu şahitler huzurunda,
SÖZ VERİYORUM,


Hadi bakalım Ful,
Ve şahitlik edenler (yorum yazan ya da yazmayan sessiz izleyicilerim)
Hepimize hayırlı uğurlu olsun!

EMEĞE SAYGI

Internet-Gazete-Dergi ve her türlü basılı yayın için geçerlidir : Yazılarımdan ismim ve adresim link gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. İzinsiz emek hırsızlığı durumunda hakkımı "hukuki çerçevede" sonuna kadar arayacağıma emin olabilirsiniz.Emeğe saygı gösterdiğiniz için teşekkürler!